2022’de başlatılan yeni bir soruşturmada, iki çocuğun ölümünün genetik bir mutasyona bağlı olabileceğini gösteren yeni kanıtlar sonrası, Folbigg’in affedilmesine yol açtı. New South Wales Adalet Bakanı Michael Daley, soruşturmanın her suçlamada makul bir şüphe bulduğunu ve Folbigg’e “Empati duymamanın imkansız olduğunu” belirtti.
Folbigg, hapis cezasının bitmesine on yıl kala ve şartlı tahliye hakkı kazanmasına beş yıl kala, New South Wales, Grafton’daki hapishaneden çıktı. Ancak, suçlamalar hala geçerli ve Temyiz Mahkemesi son raporu bekliyor. Bu rapor, suçlamaların tamamen düşürüleceğini gösteriyor.
Çocuklarının doğal sebeplerle öldüğüne dair “önemli pozitif kanıtlar” olduğunu belirten bir dilekçe sonucunda tekrar soruşturma başlatıldı. Bu dilekçe, bilim insanları ve doktorlar tarafından imzalandı. Çocuklar ayrı ayrı bir on yıl boyunca, 19 gün ile 19 ay arasında yaşamlarını yitirdi.
Caleb 1989’da doğdu ve 19 gün sonra öldü; İkinci çocuğu Patrick, 1991’de sekiz aylıkken öldü; Sarah 1993’te 10 aylıkken öldü; ve Laura 1999’da 19 aylıkken vefat etti.
Savcılar, davanın duruşmasında, çocukların ölümlerindeki benzerliklerin tesadüf olmasının pek mümkün olmadığını belirttiler. Ayrıca, Folbigg’in çocukların öldüğü zamanlarda evde veya uyanık olan tek kişi olduğunu ve cinayetleri itiraf etmek için günlüğünü kullandığını iddia ettiler.
Fakat 2018’de, Sarah ve Lara’nın nadir bir CALM2 genetik varyasyonunu taşıdığı ortaya çıktığında, ilk soruşturma başlatıldı. Folbigg’in eski eşi, günlük girişlerinin suç itirafı olarak kabul edilmesi gerektiğini savundu.
Fakat Folbigg’in avukatı, Folbigg’in günlük girişlerini yazarken majör depresif bir bozukluk ve “anne acısı” yaşadığını, bu yüzden bu girişlerin bu şekilde yorumlanmasının güvenilmez olacağını belirtti.
